1 Ocak 2009 Perşembe

dengesizlik diz boyu - ya da - yılbaşı ruhu

Gün boyunca ayakta uyuduğum uykudan bir arkadaşın cep telefonumdan arayıp 'allah belanı versin be. nasıl bi insansın sen?!' diye bağırmasıyla uyandım. Okulda deli gibi yılbaşı ruhuyla harmanlanmış bir zihinle dolaşıp içimdeki temiz duyguları insanlara tekme atarak belirttikten sonra, aslında tamamen uyuşmuş bir pozisyonda bulunduğumu farkettim. Antidepresan içmeye bile zaman bulamamıştım, ya da üşenmiştim - ne bileyim. Üstelik sinüzit ağrılarım da beynimi kemiriyordu. Bu da beni etkiledi tabi. Herneyse. Eve geldim ve bir takım abuk işler yaptım. Sonra insanlar da geldi. Aslında hiç iştahım olmamasına rağmen deli gibi yemek yedim. Ev çok soğuktu. Önünde Cimi Hendriks resmi olan kısa kollu tişört, mini etek, atkı ve şapka kombinasyonuyla dolaştım. Laf yedim, sinir oldum. Benim evde nasıl dolaştığımdan kime ne ki. İster paçalı donla dolaşırım ister gece elbisesiyle. Kimseyi zerre kadar enterese etmez bu. Daha sonra aylak kaldığım için elime çekiç verip badem kabuğu kırmamı istediler. Yılların öfkesini zavallı bademlerden bir süre çıkardıktan sonra sıkılıp herşeyi salonun ortasında bıraktım ve dışarı çıktım. Pastaneye gidip kendime çilekli pasta ısmarladım. Sonra da iki şişe efes dark içtim caminin arkasında. Eve döndüğümde 'sen ne zaman dışarı çıktın ki' sözünü duyduğumda gidip biraz daha badem kabuğu kırdım. Daha sonra herkes salona geldi. Kalabalığı domine etmeyi sevdiğimden kelli kumanda hep benim elimdeydi. Phah zaten gecenin tek güzel yanı da buydu diyebilirim. Sıkıldığım için herkese birer şarkı söylettirdim. Sıra bana geldiğinde Rammsteindan Mann Gegen Mann isimli duygusal parçayı söylemem ortama ayrı bir hava kattı. (babamın tepkisi vs.). Erkek cinsiyetine mensup bir şahsın kendi isteğiyle kaşlarını aldım. Cemil İpekçiye benzedi garibim. Sorumluluğunu üstlenen dişi bir bireyden azar ve sövgü yedim. Daha sonra nasıl olduysa konu burç muhabbetine döndü. Benim de bir üyesi olduğum X burcu insanları için sapıktır, dengesizdir, çatlaktır, zekidir ama kafası hebele hübeleye çalışır, şöyledir, böyledir diye iftiralarda bulunulan bir muhabbet açıldı. Öfkelendim. Annemin 'napalım 20 gün erken doğdun sen, içinde varmış demek ki' demesiyle televizyon kanalını değiştirdim. Sonra bardağımın yarısına kahve, yarısına da Baileys doldurmam da tepkiye sebep oldu. Sürekli dansözlü programları açıp durmam ve aileme 'bi dansözlü ortamda yılbaşı kutlatmadınız bana zalımlar' demem, eşcinselleri destekleyici demeçler vermem ve ona buna gay sıfatını yakıştırmamla cinsel tercihlerimi sorgulayan bir tartışma başladı. Sıkılıyordum, bunalıyordum. Kaçıp gidesim vardı. Arkadaşın teki beni saraçlardaki zamazingoya çağırmıştı ama gitmeye üşeniyordum. Bunun bir de dönüşü vardı tabi. (alkol aldığımda nasıl da güzel bir insan olduğumu biliyorsunuz). Gecenin ilerleyen vakitlerinde iyice delirip sapıtmamla benimle başa çıkamayacaklarını anlayan insanlar, beni kendi halime bırakmayı tercih ettiler. Bir yandan benden uzak duruyor, bir yandan da yaptığım yorumlara deli gibi gülüyorlardı. Halbuki ben ne söylediğimin farkında bile değildim. Bir süre sonra annem benim üzerime bir battaniye attı. Gülerken kendimi oraya buraya savurduğum için koltukların üstüne ruj bulaştırmışım. Saat 10da babam 'benim uykum geldi' dedi ve yatmaya gitti. Babam gidince daha da şebekleştim (çekindiğimden değil, muhabbet konusu arttı). Ailenin en sıradışı insanı olduğumu söyledi birisi. Daha sonra tekrar X burcu insanlarının ne kadar acaip olduklarıyla ilgili bir konferans dinledim. Sinir oldum ve film izlemekte direttim. Kendimi onaylattıktan sonra Dani Filth isimli yakışıklı gayin 'Cradle of Fear' isimli sevimli filmini taktım. Bu kez de havada uçuşan kanlı organlardan dolayı sitem ve sövgü dolu sözcükler yedim. Kaderime isyan etmek üzereydim. Acılı arabesk şarkılar söylüyordum. Kafam da iyiydi zaten. Odadaki insanlardan biriyle balkona çıktım. Balkonda da bağıra bağıra Cengiz Kurtoğlu şarkıları söyleyince komşular tarafından 'ayyaş' ve 'deli' damgaları yedim. Onun üzerinde mont, benim üzerimdeyse hala Cimi Hendirks vardı. Üşümüyordum ki. Bacakarasından soğuk yeme konusuyla ilgili birşeyler söyledim. Daha sonra yanımda bulunan insan içeri girdi ve bu yorumlarımı diğerleriyle paylaştı. Benim iyice terbiyesizleştiğimden bahsedildi. Annem siyasete atılacağını söyledi. Ben de fotomodel olma hayallerimi anlattım. Ayrıca Suicide Girls'e alternatif olarak Suicide Boys adında bir organizasyon kuracağımdan ve bu konu hakkında ne kadar ciddi olduğumdan bahsettim. Daha sonra bir takım karmaşık olaylar oldu. Saçmalıklar saçmalıkları kovalıyordu. 12 olduğunda herkes pencereye üşüşüp Yunanistan'dan atılan havai fişekleri izlemeye koyuldu. Bense hala dansözleri izliyordum. Daha sonra annem yanıma gelip 'fişekleri izledik biz' dedi. 'beni niye çağırmadınız, bişey göremedim ben' dedim. 'Ben gördüm ki' diyerek beni ezdi. Saat 12yi geçtikten sonra biraz kendime geldim. Adını hatırlayamadığım bir Digitürk kanalında 'Neşeli Ayaklar' diye akıllara zarar birşey izledim. Sonra uyudum. Böyle yani. Hepsi bu kadar. Sabah da biraz fenaydım ayrıca. Kahvaltı edemedim. Onun yerine dün akşam alıp yemeyi unuttuğum, 4 milyon bayıldığım ve kafam kadar olan magnum çikolatasını yedim. Şimdi midem bulanıyor ve serotonin patlaması yaşıyorum. Öptüm.
Babylon Turkish-English
yan
n. flank, side
Please support us by using Babylon search engine